NİĞDE
1) Niğde Kalesi
Eski Niğde şehrinin yer aldığı Alaaddin Tepesi’ne kurulu olan Niğde Kalesi, üç surla çevrilidir. Tam olarak ne zaman inşa edildiği bilinmese de, M.Ö 8. yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor. Yapımında moloz ve kesme taş kullanılan kalenin duvarlarının altında, Arap ve Bizans dönemine ait kalıntılar bulunduğunu ekleyelim. Niğde Kalesi’nin yer aldığı alanda ise; iç kale, saat kulesi, Alaaddin ve Rahmaniye Cami ile Hatıroğlu Çeşmesi bulunuyor. Sadrazam İshak Paşa tarafından 1740 yılında onarılan kalenin birçok yeri, günümüzde yıkılmış durumdadır. Son yıllarda Belediye tarafından kalenin yer aldığı Alaaddin Tepesi ise, park haline getirilmiştir.
2) Niğde Saat Kulesi
Niğde Kalesi’nin iç kale kısmı ve eski burçlardan birinin üzerine inşa edilen saat kulesi, günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. İşte bu saat kulesi de, zamanla Niğde’nin simgesi haline gelmiştir diyebiliriz. Yine tam olarak ne zaman inşa edildiği bilinmese de, 19. yüzyıl eserlerinin özelliklerini taşıdığı biliniyor. Aynı zamanda kulenin, Ziya Paşa tarafından 1866 yılında, saat kulesine dönüştürüldüğü söyleniyor. Ayrıca tepenin kuzeyinde yer alan kule, Cumhuriyet zamanına kadar cezaevi olarak kullanılmış.
3) Niğde Müzesi
Niğde’de yapılan kazı çalışmaları sonucunda elde edilen eserlerin sergilenmesi, korunması ve bakımının yapılması adına kurulan Niğde Müzesi, Niğde il merkezinde konumlanıyor. İlk müze fikri, 1939 yılında Akmedrese’de başlamış ancak eserler buraya sığmamış, hal böyle olunca 1957 yılında Niğde Müzesi kurulmuş. Niğde Müzesi, 1977 yılında yeni binaya taşınmış ve uzun yıllar burada hizmet vermiş. Ancak kazılarda elde edilen eserler gittikçe çoğalmış ve müzenin yeniden düzenlenmesi düşünülmüş. Böylece restorasyon çalışmalarına gidilmiş ve 2001 yılında Niğde Müzesi yeniden faaliyet göstermeye başlamış.
Kronolojik düzende altı ayrı salona yer veren Niğde Müzesi’nin birinci salonunda; Neolitik Çağ’a ait eserler, ikinci salonunda; Eski Tunç Çağı’na ait eserler, üçüncü salonunda; Hitit Dönemi’ne ait eserler, dördüncü salonunda; Helenistik, Roma ve Bizans Dönemleri’ne ait eserler bulunurken, beşinci salonunda; sikke ve mumyalar, altıncı salonunda ise; etnografik eserler sergileniyor. Müzenin en önemli eserleri arasında; Nahita Krallığı’na ait Hitit Fırtına Tanrısı eseri yer alıyor.
Müzenin bölümleri; Birinci salonda; Pınarbaşı Höyük, Köşk Höyük, Tepecik Höyüğü ve Kaletepe Obsidiyen Atölyesi kazılarında elde edilen Obsidiyen aletler, ünik eserler, mezar buluntuları, tanrı ve tanrıça heykelcikleri, antropomorfik vazo ile Köşk Höyük Kalkolitik Ev’in kurgusu sergileniyor. İkinci salonda; Çamardı ilçesi, Celaller Köyü ve Göltepe Höyüğü kazılarından elde edilen madencilere ait buluntular ve Kestel antik kalay maden ocağındaki galeri girişinin kurgusu sergileniyor. Üçüncü salonda; Nahita ve Tuvanuva Krallıkları’na ait fırtına ve bereket tanrısı stelleri, kitabeler, Kaynarca Tümülüsü buluntuları, Frig dönemi seramikler ve Göllüdağ Aslanı sergileniyor.
Dördüncü salonda; Tepebağları, Porsuk Höyük ve Acemhöyük kazılarında elde edilen buluntular, pişmiş toprak, cam eserler, mühür baskıları, heykeltıraşlık ürünleri ve mezar stelleri sergileniyor. Beşinci salonda; Grek, Helenistik, Roma, Bizans, İslam ve Osmanlı Dönemleri’ne ait sikkeler, Selçuklu zamanına ait gümüş define ve Kapadokya Krallığı’na ait Tepebağları definesi sergileniyor. Aynı zamanda Rahibe Mumyası ve dört adet bebek mumya da bu salonda yer alıyor. Altıncı salonda ise; silahlar, el yazmaları, aydınlatma araçları, halılar, kilimler, alemler, takılar ve daha birçok eser yer alıyor.
4) Çiftehan Kaplıcaları
Ulukışla ilçesinin Çiftehan kasabasında yer alan Çiftehan Kaplıcaları, Niğde merkeze 80 km mesafede konumlanıyor. İç Anadolu ile Akdeniz Bölgesi geçişinde yer alan kaplıcalar, 950 metre yüksekliğindedir. Renksiz ve berrak olan kaplıca suyunun içerisinde; sülfat, sodyum, kalsiyum ve klorür bulunuyor.
Kaplıca suyunun eklem kireçlenmesine, romatizma ağrılarına, cilt hastalıklarına, bel fıtığına, kadın hastalıklarına, karın ve böbrek rahatsızlıklarına, karaciğer hastalıklarına iyi geldiği biliniyor. Ulaşımı oldukça kolay olan Çiftehan Kaplıcaları bölgesinde; modern tesisler de yer alıyor. Niğde’de gezilecek yerler listesine bu kaplıcayı ekleyin ve şifalı suyundan faydalanın.
5) Köşk Höyük
Niğde’nin Bor ilçesine bağlı Bahçeli beldesi yakınlarında yer alan Köşk Höyük, Orta Anadolu’nun Neolitik dönemden kalma en önemli yerleşim merkezlerinden birisidir. Tarihi M.Ö 6 bin yılına dayanan bölgenin güneyinde Roma Dönemi’ne ait bir havuz yer alıyor ve sularını bölgenin yakınından çıkan bir kaynaktan alıyor. Bu durum bölgenin 2 bin yıl öncede sulak ve verimli olduğunun kanıtı olarak gösterilebilir. Yaklaşık 80 metre çapında ve 15 metre yükseklikte olan Köşk Höyük’te, dört büyük kültür tabakası keşfedilmiş.
Köşk Höyük’te yapılan kazı çalışmalarında elde edilen aletlerin ve takıların büyük bir kısmının obsidiyenden yapıldığı anlaşılmış. Kilden yapılmış ana tanrıça heykelleri ve birçok seramikte bu bölgeden çıkarılmış. Tek renkli ve çok renkli olmak üzere iki gruba ayrılan seramikler, aynı zamanda çeşitli hayvan figürleri ve geometrik şekillerle kaplıdır. Dönemin yapı özelliği olan taş temel üzerine kerpiç duvarları kare yapılar burada bulunmuş ve Anadolu’da kafatasının kil ile sıvanması işlemi buradaki kazılarda keşfedilmiş. Dört kil sıvalı kafatası elde edilmiş ve bu işleme ilk olarak M.Ö 8 bin yıllarında Ortadoğu’da rastlanmış.
6) Roma Havuzu
Niğde’ye 24 km, Bor ilçesine 8 km ve Bahçeli kasabasına ise 3 km mesafede yer alan Roma Havuzu, aynı zamanda Kleopatra’nın süt banyosu yaptığı havuz olarak biliniyor. Roma Dönemi’nin en iyi eserlerinden ve işçiliklerinden biri olan Roma Havuzu, M.S 2. ve 3. yüzyılda Trojan ve Hadrian Dönemi’nde inşa edilmiş. Dikdörtgen bir plandan oluşan havuz, düzgün kesme taşlar ve mermerden yapılmıştır. Havuzun kaynayan suyunun, kemerler vasıtasıyla Kemerhisar Kenti’ne ulaştığını hemen ekleyelim.
Roma Dönemi’nden sonra toprak altında kalan havuz, 1960 yılında yapılan kazı araştırmaları sonucunda keşfedilmiştir. Daha sonraki yıllarda restorasyon çalışmalarına gidilmiş ve günümüzdeki halini almıştır. Yemyeşil ağaçların arasında yer alan Roma Havuzu, yöre halkı tarafından dinlenmek ve piknik yapmak amacıyla sık sık tercih ediliyor. Ayrıca havuzun kenarında yer alan restoran ve cafelerden de yararlanabiliyorsunuz.
7) Aladağlar Milli Parkı
Niğde, Kayseri ve Adana sınırları içerisinde yer alan Aladağlar Milli Parkı, 1995 yılında milli park ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Toros Dağları’nın zirveleri arasında konumlanan Aladağlar, doğal güzellikleri, jeolojik yapısı ve muhteşem manzarası ile oldukça ilgi görüyor. Aladağlar Milli Parkı, 54,524 hektarlık bir alana sahip olup, bitki örtüsü, göl, sulak alanları ve hayvan varlığı ile yerli ve yabancı pek çok turist tarafından ziyaret ediliyor. Karaçam, göknar ve kızılçam ağaçlarıyla çevrili olan Aladağlar Milli Parkı’nda zirveye doğru yürüdükçe, ağaçların yerini kayalar arasında otların ve rengarenk çiçeklerin aldığını göreceksiniz.
Bunun yanı sıra, yaban domuzu, kurt, yaban keçisi, sansar ve çakal gibi birçok farklı hayvan türünün de bu parkta yaşadığını belirtelim. Aynı zamanda parkın içerisinde; Demirkazık Tepesi, Yedi Göller, Hacer Ormanı, Kapuzbaşı Şelaleleri ve Acısu gibi noktalar da yer alıyor. Emli Vadisi’nden başlayıp, Sokullupınar ve Yedi Göller’i kapsayan yürüyüş rotasının oldukça popüler olduğunu söyleyerek, Demirkazık Tepesi’nin hem tırmanışçılar hem de güneşin doğuşunu ya da batışını izlemek için harika bir nokta olduğunu eklemeliyiz.
Kampçılık, olta balıkçılığı, dağcılık ve tırmanma gibi sporlarla ilgilenenlerin adresi olan Aladağlar Milli Parkı, hem Türkiye’den hem de dünyadan birçok sporcunun tercih ettiği parkurlara sahiptir. Gölleri, şelaleleri, bitki örtüsü ve zirveleri ile muhteşem bir rota olan milli parkına, Çamardı üzerinden ulaşım sağlayabilirsiniz. Ayrıca uzun süreli kalmayı düşünürseniz ya çadır kurup kamp yapmayı ya da otel ve pansiyonlarda kalmayı tercih edebilirsiniz.
8) Çinili Göl
Niğde’nin Ulukışla ilçe sınırlarında yer alan Çinili Göl, Bolkar Dağları’ndaki buzul göllerden en bilinenidir. Deniz seviyesinden yüksekliği 2600 metre olan Çinili Göl, trekking ve doğa severlerin vazgeçilmez adresidir. Gölün ölçülebilen derinliği 100 metre olduğu için, halk arasında Dipsiz Göl olarak da adlandırılıyor. Ayrıca bir diğer nedeni de, dibi göstermeyen karaya çalan renginden dolayıdır.
Özellikle yaz aylarında hem trekking hem de kamp yapabileceğiniz yerlerin başında gelen Çinili Göl, oldukça temiz ve berraktır. Endemik bir tür olan Toros kurbağalarının yaşam alanı olan göl, adeta gizli kalmış bir cennettir. Aynı zamanda gölün 50 metre aşağısında yer alan Karagöl’e de uğrayarak, serinleme ihtiyacınızı giderebilirsiniz. Yaz aylarında bile sıcaklığı 5 dereceyi geçmeyen bu gölde, mükemmel bir gün geçirebilirsiniz.
9) Narlıgöl
Niğde’de gezilecek yerler listesinin en önemli yeri olan Narlıgöl, aynı zamanda Kapadokya bölgesinin tek krater gölü olma özelliğine sahiptir. Yanardağların hareketlenmesi sonucunda lavların dışarıya akması ve magmalarda oluşan çukurların birikip taşmasıyla oluşan kraterler, zamanla yağmur ve kar sularıyla dolar ve gölleri meydana getirir. Bu tanıma uyan Narlıgöl, volkanik kökenli ve içerisinde kükürt bulundurmasına rağmen soğuk ve tatlıdır. İçerisinde sazlık alanlar ve balıklara yer veren Narlıgöl, eski zamanlarda ”Acı Göl” olarak biliniyordu.
Niğde, Aksaray ve Nevşehir’in kesişme noktasında yer alan göl, Niğde’nin Çiftlik ilçesinde, Nar Köy sınırlarında yer alıyor ve Niğde merkeze 75 km uzaklıkta konumlanıyor. Yaklaşık 3 bin metrekarelik bir alanı kaplayan Narlıgöl, 1371 yüksekliğe ve 70-80 metre bir derinliğe sahiptir. Yukarıdan bakıldığında kalp şeklinde görülen Narlıgöl, fotoğraf tutkunlarının da adresi olmayı başarıyor. Üstelik bu muhteşem manzara için, yaz aylarında, bisiklet festivallerinin düzenlendiğinin de altını çizelim.
Krater Gölü ve Jeotermal Alanı olarak geçen gölün çevresinde, jeotermal kaynaklar yer alıyor. Gölün beslediği kaynak suları, Nar Köyü’nün 3 km batısında yer alan Bekarlar Köyü’nden yüzeye çıkıyor. Çıkan suyun sıcaklığının 60 derece ve bol kireçli olduğu biliniyor. Etrafındaki termal otellerde hem şifalı sudan yararlanabilir hem de gölün mükemmel manzarasına tanıklık edebilirsiniz. Sodyum, kalsiyum ve bikarbonat içeren suyun, sedef hastalığına, cilt hastalıklarına ve romatizmaya iyi geldiği biliniyor. Ayrıca kan akımını hızlandırdığına, ödemlerin çözülmesini sağladığına ve kalp hızını düşürdüğüne de inanılıyor.
Gölün olduğu bölge, çok eskiden bir köymüş ve bu köye birgün bir dilenci gelmiş. Dilenci tüm kapıları çalarak sadaka istemiş ancak kimse ona sadaka vermemiş. Umudunu kesen dilenci tam gidecekken, köyün yeni gelinlerinden nur yüzlü bir kız önünden geçmiş. Dilenciye acımış ve avucuna ufakta olsa bir sadaka vermiş. Bunun üzerine dilenci dua etmiş ve kendisini takip etmesini söylemiş. Önde dilenci, arkada kız gölün olduğu kısımda yerden bir kilometre kadar uzaklaşmışlar. Kız arkasına baktığında köyün yerini bir gölün aldığını fark etmiş. Üzüntüsünden ağlamaya başlamış ve bu gözyaşlarının göldeki sıcak su kaynağı olduğu rivayet edilirmiş.
Bir diğer efsaneye göre; Sofular Kasabası’nda küçük yoksul bir evde, birbirini çok seven eş ve çocukları yaşarmış. Adam askere gitmek zorunda kalınca, kadın çocuğuyla tek başına kalmış. Kış ayı geldiğinde ise, köyün girişinde ak sakallı yaşlı bir adam belirmiş. Yaşlı adam herkesten yardım istemiş ancak ona bu genç kadın dışında kimse yardım etmemiş. Adam kendisine yardım eden kadına, bebeğini alıp tepeye çıkmasını ve arkasına bile bakmamasını söylemiş. Kadın istediğini yapmış ancak dayanamayıp bir zaman sonra arkasına bakmış. Bunun üzerine göğsünden sular fışkırmış ve köy sularla kaplanırken, bebeği ve kendisi taşa dönüşmüş. Her iki rivayete de bakıldığında, gölün her sene bir kurban istediği anlaşılıyor.
10) Göllüdağ
Niğde’nin eşsiz yerlerinden biri olan Göllüdağ, Kömürcü Köyü yakınlarında yer alıyor. Sönmüş bir volkanik dağ özelliği taşıyan Göllüdağ, heyecanlı ve eğlenceli keşif için harika bir gezi rotasıdır. Dağa doğru tırmanırken, bölgenin güzelliğine şahit olacak ve muhteşem manzaralara tanıklık edeceksiniz. Dağa ulaştığınızda ise, ilginç bir krater gölü sizleri karşılıyor. Tüm bu doğal güzelliklerinin yanı sıra birçok medeniyetten izler taşıdığını görecek ve tarihi zenginliğine çok şaşıracaksınız.